Yükten bağlaşımlı aygıt (Charge-coupled device - CCD) teknolojisi, dijital kameraların ve videonun kökenidir ancak bu teknoloji ilk icat edildiği dönemde bir tür depolama yöntemi olarak düşünülmüştü. 1969 yılında bir gün, 1924 doğumlu William Boyle ve 1939 doğumlu George Smith, New Jersey'de bulunan Bell Laboratuvarları'nda yarı iletken köpük bellek ve video telefon teknolojileri üzerinde çeşitli deneyler yapmaya karar verdiler.
İkili, ilk olarak, bir silikon çip üzerindeki küçük elektrik yükü paketlerinin işlenmesi prensibi üzerine çalıştı. Bu çalışma, çeşitli nesneler üzerindeki mikroskobik "baloncukların" hareket ettirilmesi çalışmasına benzer bir çalışmaydı. İkili, bu çalışma sonucunda buluşlarına "yükten bağlaşımlı aygıt" adını verdi. Kısa bir süre sonra yükten bağlaşımlı aygıt üzerindeki küçük elektrik yükü paketlerinin fotoelektrik efekti kullanılarak oraya yerleştirilebilmesinin mümkün olduğu anlaşıldı. Bu, gelen fotonların "yakalanabileceği" anlamına geliyordu. 1969 yılının sonlarına doğru Boyle ve Smith, yeni geliştirdikleri bu aygıtı, Bell Laboratuvarları'nda elektronik görseller çekmek için kullanmaya başladı.
Yükten bağlaşımlı aygıt teknolojisi üzerine bazı şirketler çalışmaya başladı. 1974 yılında gelindiğinde bu teknolojiyi kullanan ilk ticari ürün, Fairchild Semiconductor tarafından piyasaya sürüldü. Bu aygıt 100 x 100 piksel ölçülerinde fotoğraf çekebiliyordu. Günümüzde CCD teknolojisi, astronomik teleskoplarda, tarayıcılarda ve barkod okuyucularının yanı sıra, robotik görüntüleme sistemlerinde ve gündelik olarak kullanılan dijital kameralarda kullanılmaktadır.