İlk transistör 1947 yılında icat edildiğinde çok az kişi onun tüketici elektroniği endüstrisinde ne tür bir çığır açacağını öngörebilmişti. Transistör bir elin tırnağı kadar büyüktü ve neredeyse hiç bir ağırlığı yoktu. Transistör, doğrudan doğruya elektrikle çalışan camdan narin camdan yapılma kapakçıkların yerini alacaktı. Birden bire elektronik devrelerin boyları inanılmaz oranda küçüldü ve doğrudan akım pillerle çalıştırılabilir hale geldi. İşte transistörlü radyo icadı da bu sayede mümkün hale gelmiş oldu.
Elektronik devrelerin boyunun küçülmesinden faydalanılarak üretilen ilk popüler tüketici elektroniği ürünü transistörlü radyo oldu. Her ne kadar daha önceleri Avrupa'da ve Japonya'daki teknoloji fuarlarında erken transistörlü radyo örnekleri görücüye çıkmış olsa da 1954 yılında üretilen Regency TR-1 model transistörlü radyo, yüksek miktarda üretilen ilk ürün oldu. Regency transistörlü radyonun ardında yatan teknoloji, Birleşik Devletler merkezli yenilikçi bir teknoloji şirketi olan Texas Instruments isimli firmadan geldi. Şirket daha önce prototip bir model tasarlayıp üretmişti ancak bu radyoyu çalıştıracak devrelerin çok sayıda üretimini ve satışını yapacak deneyimli bir radyo üreticisi arayışına koyuldu. Günümüzde 1950lerin simgesi bir tasarım olarak görülen TR-1, o zamanın parasıyla 50 dolardan satışa sunuldu (günümüzde bu meblağ 400 dolara tekabül etmektedir). Bu fiyat etiketi o dönemde kesinlikle ucuz değildi.
Transistörlü radyo 1960larda oldukça popüler hale geldi ve Uzak Doğu'dan ithal edilen ucuz transistörlü radyolar sayesinde bu ürünün fiyatı 10 dolara kadar geriledi. Bu ürün sayesinde taşınabilir radyolar moda oldu ve insanlar sahilde, bahçede ya da sokakta yürürken radyo dinleyebilir oldular. Bu radyoların çoğu ile birlikte gelen kulaklık sayesinde insanlar, çevresindekileri rahatsız etmeden radyo dinleyebiliyorlardı.
Transistörlü radyo, önce Sony Walkman ve ardından Apple iPod'a giden ve yolda, tıpkı bu ürünlerde olduğu gibi nesillerinin birer simgesi haline geldiler.