Sanal gerçeklik (veya VR - Virtual Reality), bireylerin bilgisayar ile simüle edilmiş bir ortam ile etkileşime girebilmelerine izin veren bir sistemdir. Her ne kadar sanal gerçeklik başlığı gibi cihazların kullanımı 1970'lerde yaygınlaşmış gibi görünse de bu tip aletlerin kökeni ile ilgili tartışmalar mevcuttur. Amerikalı bir mühendis olan Ivan Sutherland (1938), insanların gerçek hayatta yaşayamadıkları deneyimleri yaşayabilmelerini sağlamak için bilgisayarların potansiyelini keşfeden ilk araştırmacılardan biriydi.
1960 yılında, görüntü yönetmeni Morgan Heilig, kullanıcısının çevresindeki tüm duyuları simüle eden Sensorama adı verilen tek kullanıcılı bir konsol geliştirdi. Heilig'in konseptinde kullanıcı görüntüleri sadece pasif bir şekilde izleyebiliyordu, ancak onun bu fikrinin çoğu elementi o dönemde Harvard'da lisansüstü öğrencisi olan Sutherland tarafından kullanıldı. Sutherland, kullanıcının sanal dünyaya bakmasına imkân tanıyan, kafa üzerine monte edilmiş bir ekran geliştirmek için kolları sıvadı. Kullanıcı, bir bilgisayar tarafından kontrol edilen bu sanal dünya ile tamamen etkileşim kurabilecekti.
1968 yılında öğrencisi Bob Sproull'un yardım ettiği Sutherland, bilgisayara bağlı olarak çalışan ve kafaya monte bir şekilde kullanılan ilk görüntü sistemini icat etti. Bu ilk sanal gerçeklik başlığı, öylesine ağırdı ki tavandan sarktılması gerekiyordu ve odadaki diğerleri bu başlığa Damokles'in Kılıcı takma adını vermişti. Sistem, bilgisayardan yönlendirilen görüntüleri stereo olarak sunarak görüntülerin üç boyutlu olduğu izlenimini veriyordu. Aynı zamanda, kullanıcının baş hareketlerini sürekli olarak takip ederek görüntüde yansıtılan görüş alanının sürekli olarak güncellenmesini sağladı.
Sutherland'in icadı uçuş simülatörleri ve The Matrix gibi filmlerde kullanıldı.