Türkçe'de rulman olarak bilinen bilyeli yataklar, farklı parçaların sürtünme sebebiyle enerji kaybetmeden birbirlerine bağlı olarak dönebilmelerini sağlayan bir mekanizmadır ve bisikletlerden jiroskoplara, elektrik motorlarından türbinlere kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. Endüstri Devrimi'nin başlamasına kadar sık olarak kullanılmaya başlamayan bilyeli yatak konseptinin 2.000 yıldan uzun süredir varolduğuna inanılmaktadır.
Romalı İmparator Caligula'nın (12 - 41) Nemi Gölü'nde inşa ettiği iki adet büyük gemisi vardı. 1930larda yapılan çalışmalarda bu gemilerin kalıntılarına ulaşıldığında deniz arkeologları, M.S. 40lı yıllara tarihlenen bilinen en eski rulman mekanizmasına da ulaşmış oldular. Gemi içerisinde iki adet rulman mekanizması mevcuttu - bronz küreler ve ahşap toplar. Ahşap toplar döner bir tepsi ile destekleniyordu. Bu buluştan önce tarihçiler, Leonardo da Vinci'nin rulmanı icat ettiğine inanıyorlardı.
Bilyeli yataklar, fabrikalarda, taşıtlarda ve diğer makinelerde çok fazla kullanılmaya başlandı. O kadar ki II. Dünya Savaşı sırasında müttefik orduları, Alman rulman fabrikalarını bombalayarak Almanların savaş makineleri üretim hızını sekteye uğratabilmek için özel bir çaba içerisine girdiler. Ancak Almanlar, kurnaz bir şekilde milyonlarca rulmanı stoklamış ve rulman üretiminin sekteye uğradığı dönemlerde bile fabrikalara rulman sevkiyatını sürdürmeyi başarmıştır.
Günümüzde ise hızlı hareket etmesi gereken ya da daha keskin bir hizalama gereksinimi duyan uygulamalarda bilyeli yataklar yerine sıvı ve gaz kullanan yataklar kullanılmaktadır.