Neredeyse her durumda gözünüze lazer ışığı doğrultmak iyi bir fikir değildir. Ancak eğerek kataraktınız var ise, bu lazer bozuk olan görme yeteneğinizi iyileştirebilir. Katarakt, körlüğün başlıca nedenlerinden birisidir. Bu hastalık, gözünüzdeki lens olarak da bilinen ışığa odaklanan kısmının solması sonucu ortaya çıkar. Bu süreç, neredeyse hepimizde ortaya çıkan bir süreçtir, özellikle yeteri kadar uzun yaşamamız durumunda. Ne yazık ki solgunlaşmış lensin üzerindeki solgunluğu, ya da diğer bir deyişle gözümüz üzerindeki perdeyi kaldırmak mümkün değil. Bu sebeple göz doktorları bu sorunu ortadan kaldırmak için alternatif yöntemlere başvurmak zorunda kalmışlardır ve çalışmalarının sonucunda lazer katarakt ameliyatı mümkün hale gelmiştir. Okumaya devam et "Lazer Katarakt Ameliyatı"
Stent
Kan damarlarını açık tutmaya yarayan bir aygıt olan stent, damar tıkanıklığı hastalığının yönetimini kökünden değiştirmiştir. İlk kullanılabilir stent Arjantinli doktor Julio Palmaz tarafından nakledildi. Palmaz, kan damarlarının balon anjiyoplastisinden sonra tıkanmaya meyilli olduğunu duymuştu. Balon anjiyoplasti operasyonunda kalbe giden damarlar, bir kateter yardımı ile açılıyordu. Palmaz, bu damarların içerisine bir "iskele" yerleştirerek damarların sonradan tıkanmasını tümüyle engelleyebileceğini düşündü. Okumaya devam et "Stent"
DSL (Sayısal Abone Hattı)
İnternet insanların hayatında henüz bu kadar yaygın değilken internete bağlanmak günümüzdeki kadar kolay değildi. Eskiden dial-up adı verilen bağlantı yöntemi sayesinde önce bir telefon numarasının aranması ardından o sunucuya bağlanmak gerekiyordu ve bu zaman alan bir işlemdi. Tüm bunların yanı sıra yapılan internet bağlantısı yavaştı ve internete bağlı kalınan zaman süresince telefon hattı sürekli meşgul olduğundan o sırada sizi arayan birisi size ulaşamıyordu. İşte tüm bu olumsuzluklar, İngilizce'de digital subscriber line olarak bilininen ve kısa adı DSL olan sayısal abone hattının doğmasına neden oldu. Okumaya devam et "DSL (Sayısal Abone Hattı)"
Doku Mühendisliği
Boston, Massachusetts'te çocuk hastalıkları ortopedi uzmanı olan Dr. W. T. Green, bir laboratuvar faresi üzerinde kıkırdak dokusu geliştirmeyi deneyerek doku mühendisliği alanında ilk adımı atmış oldu. Her ne kadar bu girişiminde başarısız olsa da onun bu çalışması, uygun malzemelerin icat edilmesi durumunda hücrelerin önceden planlanmış yapılar üzerinde geliştirilebileceğini kanıtlayarak kendisinden sonra bu alanda atılacak olası adımların da öncüsü oldu. Okumaya devam et "Doku Mühendisliği"
Statin
Yüksek kolesterole (kandaki yağ) sahip bir insanın kalp krizine yakalanma ya da o kişiye inme inmesi olasılığının daha yüksek olduğunun öğrenilmesinin ardından bilim insanları, kandaki yağ oranını düşürecek ve kolesterolü dengeleyebilecek bir ilaç üretebilmek için kolları sıvadı. 1959 yılında Almanya'nın Heidelberg bölgesinde bulunan Max Planck Enstitüsü'nde çalışan bilim insanları, HMG-CoA indirgeyici enziminin insan vücudunda kolesterol üretimine oldukça fazla katkıda olduğunu keşfetti. Bu buluş, dünya çapındaki bilim insanlarının bu enzimin oluşumunu engelleyebilecek ve bu sayede kolesterol seviyesini düşürebilecek bir ilaç geliştirmeye teşvik etti. Bu durum, Simvastatin olarak da bilinen Statin türü ilaçların geliştirilmesinin yolunu açtı. Okumaya devam et "Statin"