Smith, tüm elektronik müzik aletlerinin kullanabilmesi için MIDI adını verdiği ortak bir iletişim dilini geliştirdi.
1970lerin başlarında elektronik sentezleyici (synthesizer - sintizayzır) aracılığı ile oluşturulan sesler, özellikle müzik albümlerinde ve rock konserlerinde oldukça popülerdi. Eskiden pahalı olan bu müzik enstrümanları kısa süre içerisinde ucuzlayarak geniş kesimler tarafından kullanılmaya başladı. Son derecede kullanıcı dostu olan elektronik klavyelerin yanı sıra sıralayıcı (sequencer) gibi bazı aygıtlar, kendisine bağlı olan klavyelerin yanı sıra davul makineleri aracılığı ile tetiklenerek çok farklı türde sesin oluşturulabilmesini sağlıyordu.
Bu elektronik ürünlerin hızla çoğalması beraberinde bu aygıtların birbirleri ile uyumlu bir şekilde çalışamama sorununu da beraberinde getirdi. Amerikan ses mühendisi Dave Smith, 1981 yılında Ses Mühendisleri Topluluğu'nda katıldığı bir toplantıda, müzikal enstrümanların birbirleri ile iletişim kurabilmesi için geliştirdiği ilk evrensel standardın tanıtımını yaptı. Kısaca MIDI olarak isimlendirdiği bu standart, İngilizce'de Musical Instrument Digital Interface'in (Müzik Enstrümanı Dijital Arayüzü) bir kısaltması olup, özünde dijital bir "dil" dir. Bu dil, sentezleyicilerin, (ister donanım sıralayıcıları ya da bilgisayar tabanlı bir yazılım olsun) MIDI kayıt cihazlarının ve benzeri aygıtların birbirlerine, bağlı oldukları kablolar aracılığı ile gönderdikleri "mesajlar" üzerinden konuşabilmelerini sağlar. MIDI'nin en temel kullanım şekillerinden birisi olarak, iki adet sentezleyicinin birbirlerine bağlanması sonucunda sadece biri üzerindeki tuşları kullanarak her ikisinden de eş zamanlı ses alınabilmesi gösterilebilir.
Smith'in bu alandaki çalışma prensiplerini anlattığı sunumundaki bilgiler, kısa süre içerisinde üreticiler tarafından kullanılmaya başlandı. Geçtiğimiz otuz yıl içerisinde üretilmiş olan tüm elektronik müzik çalışmalarının, eğer MIDI icat edilmemiş olsaydı varolmayacağını söylemek yanlış olmaz.