LCD'ler (sıvı kristal ekranlar) televizyonlarda, dizüstü bilgisayarlarda ve birçok taşınabilir elektronik cihazda kullanılır. Sıvı kristallerin özellikleri ilk kez 1888'de Friedrich Reinitzer tarafından keşfedildi. Reinitzer, kolesterol bazlı bir maddenin erime noktasını ölçüyordu ve iki erime noktasına sahip olduğunu fark etti: 145°C'de eritildiğinde bulutlu, yapışkan bir sıvı verirken, daha sonra 178°C'de eritildiğinde saflaştırılmış ve berrak bir sıvı meydana geliyordu.
Kristal optikte uzman olan Otto Lehmann, bu safhaları inceledi ve bulutlu sıvının katı kristal ile benzer özelliklere sahip olduğunu keşfetti. Katı kristalde, moleküller düzenli ve paralel olarak sıralanır. Bulutlu sıvıda moleküller hareket edebilir. Bununla birlikte katı kristalde olduğu gibi hizalanırlar ve ışığı yansıtarak solgun görünmesini sağlarlar. Lehmann sıvıyı fliessende Kristalle, yani sıvı kristal olarak adlandırdı.
1968'de George Heilmeier (d. 1936), Radio Corporation of America'daki bir grubun ilk LCD'yi geliştirmesine yol açtı. Dinamik saçılma yöntemini kullanarak bu sayede sıvı kristale elektrik yükü uyguladı ve bu da moleküllerin ışığı yeniden düzenleyip saçmasına neden oldu.
LCD, iki polarize filtre arasında yer alan bir sıvı kristal maddenin oluşturduğu bir malzemeydi. LCD'ye elektrik uygulandığında, elektrik alanı moleküllerin bükülmesine neden olur. Işık birinci filtreden geçer, sıvı kristal etrafında döner ve yansıtma ekranında bir ışık spotu üretmek için ikinci bir filtreden geçer. Elektrik alanı olmadığında, moleküller bükülmez ve ışık ekrandan geçmeyerek ekranda karanlık bir nokta olarak belirir. Ne kadar ışığın geçirilebileceği moleküllerin bükülme derecesine bağlıdır.
Ayrıca bkz: Dijital saat, elektronik kağıt, televizyon