Lazer takip ve izleme sistemi gibi gelişen teknolojilerin süpermarketlerde elma satmak gibi basit bir işlemin üzerinde bile etkili olduğunu görmek büyüleyicidir. Yakın bir zamana kadar ödeme yaptığınız kasadaki görevlinin elma türleri arasındaki farkı bilmesi ve müşteriye ona göre fiyat vermesi beklenirdi. Bir süre sonra bu işlem oldukça meşakkatli bir hal aldığında her bir elma üzerine küçük bir kağıt yapıştırılmaya başlandı ancak bu işlem de hem çok zaman alıyordu, hem de çok az bilgi içeriyorlardı. Dahası, bu yapışkanları elmadan ayırmak ya çok zordu, ya da fazla yapışkan madde içermedikleri için bir süre sonra kendiliğinden düşüyorlardı.
2002 yılında Amerikalı lazer uzmanı Greg Drouillard, elmanın kabuğu üzerine lazerle taranabilen bir dövme yapma işleminin patentini üzerine aldı. Bu barkod, okuyucusunun bağlı olduğu bilgisayara, taranan elmanın hangi tür bir elma olduğunu, nereden geldiği bilgisini, ne zaman toplandığını, kimin topladığını, kaç kalori içerdiğini, organik olup olmadığını, genetiği ile oynanıp oynanmadığını ya da adil ticaret kuralları kapsamında satılan bir ürün olup olmadığını iletiyordu.
Barkod sayesinde her bir elmanın, mağaza rafındaki yerini alana kadar geçen süre içerisindeki ağaçtan müşteriye kadar olan tüm süreci takip edilebilmeye başlandı. Bu lazer dövmeler, sadece elma kabuklarının üzerine değil, armut, şeftali, limon, portakal, hıyar ve biber gibi diğer sebzelerin üzerine de işlenebiliyordu. Sadece çilek gibi yumuşak sebze ve meyveler üzerinde bu teknolojiyi kullanmak mümkün değildi. Buna rağmen eğer bir elmanın üzerine lazerle dövme yapıldıktan sonra o elmanın halen organik olmaya devam edip etmediği bir tartışma konusudur.
Öte yandan lazer takip ve izleme sistemi diğer pek çok ürün üzerine de uygulanabilir ve özellikle ilaç sektöründe çok önemli bir rol oynamaktadır. Bilindiği üzere bu sektörde üretilen bazı ilaçlar oldukça hassas maddeler içerdiğinden bu maddelerin üretim aşamalarını kesin olarak bilmek önemli bir rol oynamaktadır.