1920'lerin başında iletişim mühendisleri, yüksek frekanslı iletim hatlarının iletişimdeki gelişmelerin başarısında önemli rol oynadığını ve sıradan kabloların bu gelişmeler için yeterli olmadığını biliyorlardı. Bell Laboratuvarlarındaki iki mühendis, Lloyd Espenschied (1889-1986) ve Herman A. Affel (1893-1972) bu sorunu çözmek için kolları sıvadı. İkili, 1929 yılında yüksek frekanslı (veya geniş bantlı) sinyalleri başarıyla taşıyabilen bir koaksiyel kablo (eksendeş kablo) icat etti. Esnek plastik bir kaplama ile örtülmüş olan tek bakır tellerini kullanmak yerine, çalışma çaplarını yalıtım ara parçası ve iletken bir kalkanı kapsayacak şekilde genişletti ve bu da kabloya benzerlerinden oldukça farklı bir kesit görüntüsü verdi.
Kablonun tam ortasından geçen, sinyal ileten iletken mevcuttur. Bunun etrafına sarılan bir iç yalıtkan ve onun etrafında sarılı olan iletken bir kalkan, herhangi bir harici kaynaktan gelebilecek olan elektromanyetik paraziti düşürür. Bu da kablodan geçen sinyalin temiz kalmasına neden olur. Kalkan, esneklik sağlayan ancak içerisinde boşluklar barındıran örgülü tel tabakalarından yapılabildiği gibi daha katı ancak daha güvenli olan bir metal boru da olabilir. Genellikle, tüm kablo bir çeşit vinil malzeme ile kaplanır.
Koaksiyel kablo (eksendeş kablo) ismi, "aynı ekseni paylaşan kablo" anlamına gelir; bu, iletken, ara bağlayıcı, kalkan ve kaplamanın tümü için geçerlidir.
Ayrıca bkz.: Fiber optik, yüksek sıcaklık süper iletkeni.