İnsan gövdesinde ortalama 8 metre uzunluğunda bağırsak bulunur. Eğer sindirim sisteminiz ile ilgili bir problem ile karşılaşırsanız bu problemin kaynağını bu kadar uzun bir doku üzerinde bulmak kolay bir işlem değildir. İşte tam da burada doktorların yardımına kapsül endoskopi yöntemi yetişir.
Alışılagelmiş endoskopi yönteminde fiber optik bir tüp yerleştirilir. Bu tüpün ucunda yer alan bir kamera, bağırsak duvarlarının görüntüsünü çeker ve fiber optik kablo aracılığı ile görüntüler televizyona iletilir. Bu yöntem hastaya kısmen rahatsızlık verebilir zira kablo, hastanın boğazından geçer ve işlem sonuçlanana kadar hastanın gövdesinde kalır.
Dijital kamera teknolojisi geliştikçe ve bu gelişme sayesinde dijital kameraların boyutları küçüldükçe, sıradan endoskopi yöntemine bir alternatif doğmuş oldu. Baltimore, Maryland bölgesinde Dr. Tarun Mullik önderliğindeki bir ekip tarafından geliştirilen bir yöntem sayesinde dünyanın ilk kablosuz kapsül endoskopi sistemi 1985 yılında icat edilmiş oldu. Kapsül içerisinde yer alan bir kamera, vasküler lezyonların, tümörlerin, çelyak hastalığının ve Crohn hastalığının önceden tespitinde kullanılır zira sıradan endoskopi yöntemlerinde bu hastalığın belirtilerinin önceden tespiti kolay değildir. Bu kameranın bulunduğu kapsülün boyutu bir vitamin hapından büyük değildir.