Milyonlarca kişinin hayatını kurtarmayı başardığı söylenen birkaç kişi vardır ve 1980 yılında icat ettiği hepatit B aşısı ile ünlenen Amerikalı bilim insanı Dr. Baruch Blumberg bunlardan biridir. 1960larda Blumberg ve çalışma arkadaşları bir aborijin kan örneği üzerinde hastalık araştırması yaparken az bulunur bir proteinin varlığına rastladılar. Grup bu proteine "Avustralyalı antijen" adını verdi ve antikor üreten bu maddenin Dünya'nın başka herhangi bir yerinde mevcut olup olmadığını araştırmaya koyuldular. Çalışmalar sonucunda bu antijenin Amerikalılar arasında pek sık görülmediği ancak Asyalılar, Afrikalılar ve bazı Avrupalılar üzerinde çok daha sık görüldüğü sonucuna ulaşıldı. Ekip aynı zamanda düzenli olarak kan nakli alan lösemi hastalarında da bu antijenin daha sık görüldüğünü fark etti.
Nüfus üzerinde yapılan çalışmaların devamında üzerinde çalışılan antijenin, aslında o dönemde henüz pek bilinmeyen ve son derecede ölümcül bir tür hepatit biçiminin, hepatit B'nin bir parçası olduğunu gösterdi. Hepatit B, karaciğere saldırıp siroza yol açan ve bunun sonucunda da genellikle karaciğer kanserine ya da karaciğer yetmezliğine yol açan tehlikeli bir virüstür.
Araştırmacıların bu proteinin aslında bu virüsün bir parçası olduğunu öğrenmeleri, virüs üzerinde farklı testler uygulayabilmelerinin de önünü açtı. Bu yeni bilgi, özellikle kan nakli yolu ile hepatit B virüsünün yayılmasının önüne geçilmesini sağladı zira nakil öncesi alınan kan örneğinde bu virüsün var olup olmadığı artık test edilebiliyordu. Blumberg ve ekibi ardından bu virüsün dış çeperini, hastalığı taşıyan kişilerin kanından korumayı başardı ve bu adım, hepatit B aşısının geliştirilmesinde oldukça önemli bir rol oynadı. Hepatit B aşısı ile ün kazanan Blumberg, 1976 yılında Nobel Ödülü'ne de layık görüldü.
'Avustralyalı antijen', hepatit virüslerinin doğasını günışığına çıkarmış olmaları açısından tıp dünyasının Reşid Taşı'dır.
Robert H. Purcell, Ulusal Sağlık Enstitüsü