Hamut

İcatların çoğu, icat edildikleri yıldan önce kimsenin aklına gelmemiş ya da zamanından çok daha önce icat edilmiş olduklarından dolayı büyüleyicidir. M.S. 500lü yıllarda bulunan ve özünde son derecede basit bir icat olan hamut hakkında olan bu yazımızı okuyanlar, bu icadın neden daha önce icat edilmiş olmadığını kendilerine sormadan edemeyeceklerdir.

Burada çözülmesi gereken problem aslında çok basitti: Basit bir koşum takımı takan bir at yaklaşık 60 kilograma kadar yük taşıyabilir. Bundan daha ağır bir yük, koşum takımını atın nefes borusuna bastırır ve bu da atın nefes alıp vermesini zorlar. Bu yüzden atlar her ne kadar M.S. 100lü yıllarda evcilleştirilmiş, hazırlanmış, eyerlenmiş ve koşum takımları kullanmaya başlamış ve bu sayede gerek iş, gerek bireysel seyahat gereksinimlerini karşılamak, gerekse de savaş için kullanılmış olsalar da, onları ağır yük taşımada kullanmak için bir 400 yılın daha geçmesi gerekecekti.

Çinli deve binicileri M.S. 500lü yıllara gelindiğinde içi doldurulmuş yaka (hamut) kullandı ve kısa bir süre sonra hamut, atlar üzerinde de kullanılmaya başlandı. Atın göğsü üzerine konan hamut, sağlam bir yapıya sahipti ve göğsünün üzerinden omuzlarını çevreleyecek şekilde atın üzerine yerleştirilirdi. Yakanın üst kısmında iki adet eğri metal parçası bulunurdu ve koşum takımı bu metal parçaların üzerine geçirilirdi. Hamut, atın nefes borusu üzerindeki baskıyı azalttığından, atın omuzları yerine arka ayaklarındaki tüm gücünü kullanarak çok daha rahat bir şekilde yük çekebilmelerini sağladı.

Hamut, Avrupa'da M.S. 920 yılında kullanılmaya başlandı ve bundan kısa bir süre sonra da kıtanın tarımcılığında önemli iyileşmeler gözlendi. Atlar hamut sayesinde ağır yük çekme işini öküzlerden devraldılar ve gerek çiftçilik gerekse de toplu taşımacılıkta uzun yıllar önemli rol oynadı.