1980lerin ortalarında Apple'ın bilgisayar mühendisleri, bilgisayarlar arasında büyük miktarda verinin paylaşılmasına olanak sağlayacak yeni, yüksek hızlı bir veri transfer ortamı üzerinde çalışmaya başladı. FireWire adını verdikleri bu teknoloji, 1995 yılında tüketicilerin kullanımına sunuldu.
Apple'ın mühendisleri FireWire'a yönelik ilk tanımlama belgelerini 1987 yılında paylaştı. Şirket, USB aygıtların bilgisayar klavyesi ve faresi için yeterli olduğunu düşünüyordu ancak video kamera gibi yüksek bellek kapasitesine sahip cihazlar için USB yeterli gelmiyordu zira o dönemde kullanılan USB'nin veri aktarım hızı, daha sonra geliştirilecek olan USB2'den ve USB3'ten çok daha yavaştı. Bu sebeple bünyesinde gigabytelarca veri barındıran bir video kameradan USB aracılığı ile veri transfer etmek saatler alabilirdi. İşte Apple'ın bu soruna cevabı FireWire bağlantısı idi. Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (Institute of Electrical and Electronics Engineers - IEEE) ile iletişime geçen Apple, kendilerinden FireWire teknolojisini hem Macintosh hem de Windows tabanlı bilgisayarlar için bir standart haline getirmesini istedi. IEEE, Apple'ın bu isteğini 1995 yılında kabul etti.
Bu arabirim sistemi ilk olarak IEEE 1394 adına sahipti ve o dönemde kullanılan USB bağlantı hızından ortalama 40 kat daha hızlıydı. Ancak bu veri aktarım sisteminin geliştirilme amacı yüksek miktarda veri transferi gerektiren aygıtlar olduğundan, USB ile IEEE 1394'ün birbirlerine rakip olduğunu söylemek doğru olmaz.
2002 yılında IEEE 1394b, halihazırda kullanılan FireWire'ın hızını iki katına çıkardı ve ayrıca daha uzun kabloların da kullanılabilmesini mümkün kıldı. 2008 yılında ise IEEE 1394b'nin hızından dört kat daha hızlı olan ve S3200'in duyurusu yapıldı.
Apple'ın o dönemdeki CEO'su Steve Jobs, 2008 yılında FireWire standardının artık öldüğünü söyledi ve şirket, ürünlerinde bu standardı kullanmayı adım adım bıraktı.