Elektrik motoru, neredeyse tüm ev aletlerinde kullanılmakla birlikte, endüstri için de vazgeçilmez bir araçtır. 1791-1867 yılları arasında yaşamış olan Michael Faraday tarafından 1821 yılında icad edilen bu devrimsel teknoloji, elektrikle çalışan ilk motorun tanıtımını yapmış ve bu sayede elektrik teknolojisinin kullanılabilirliğinin sınırlarını zorlayan altın çağın da başlamasını sağlamış oldu.
Bir demircinin oğlu olan Faraday, kariyerine bir kimyager olarak başlamasına rağmen kısa bir süre sonra bilimin pek çok farklı alanı ile ilgilenmeye başladı ve özellikle elektromıknatıs teknolojisi ile ilgilendi. 1813 yılında Humphry Davy'nin altında Kraliyet Enstitüsü'nde çalışmaya başlayan Faraday, orada elektromanyetik döngüye odaklandı ve bunun üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda ilk elektrik motorunu icat etmeyi başardı. Dane Hans Oersted tarafından icat edilen elektromanyetiğin bulunmasının ardından Faraday, elektromanyetik enerji ile mekanik hareketlerin sağlanabileceğini 1821 yılında kanıtladı. Faraday, alternatif akımı (alternating currency - AC), altında mıknatıs bulunan küçük bir kase içerisinde yer alan bir cıva içerisine yerleştirdi. Kablo, dairesel bir şekilde hareket ediyordu ve bu durum, elektrik akımının kablo çevresinde manyetik bir alan oluşturduğunu kanıtlamış oldu. Bu manyetik akım, mıknatıs ile etkileşime giriyor ve bunun sonucunda kablo hareket ediyordu.
Faraday, fikirlerini 1831 yılının sonlarında ve 1832 yılının başlarında Royal Society'de sundu. Onun bu buluşu, bilim insanlarının elektrik, manyetik ve onların birbirleri ile nasıl etkileşim içerisine girdiklerini çok daha iyi bir şekilde anlamalarına yardımcı oldu. Faraday, piller ve elektroliz üzerinde deneylerini sürdürmeye devam etti ancak onun bu çalışmaları, bilim insanlarının elektrik üzerine yoğunlaşmalarına önayak oldu ve tüm bu çalışmalar, modern elektrik motorunun icadının yolunu açmış oldu.