DVD

DVD

İcat edildiği döneme göre son derecede yenilikçi görünen CD'nin (compact disc) ses pazarını ele geçirmesinin ve bu sayede milyarlarca ses kasetinin salonlarımızdaki dolapların arka kısmında depolanmasına yol açmasının ardından teknoloji sihirbazlarının aynı şeyi 1990ların ortalarında altın çağını yaşayan VHS kasetlere de yapması bekleniyordu. Beklenen de oldu ve DVD, video pazarını ele geçirdi.

Her ne kadar LaserDisc teknolojisi varolsa da, CD teknolojisinin yaptığı gibi pazarı ele geçirmeyi bir türlü başaramadı. Bu sebeple pazarda bir dijital video diskinin varolması için hala bir yer mevcuttu. Yüksek yoğunluklu CD için ilk öneri 1993 yılında ortaya atıldı ve bunun sonucunda ortaya birbirleri ile yarışan iki biçim çıktı. Elektronik devleri Sony ve Philips birlikte çalışarak MMCD biçimini sunarken, endüstrinin diğer devlerinden Toshiba, Masushita ve Time Warner'ın çalışmaları, SD biçiminin ortaya çıkmasını sağladı. Ardından 1995 yılında tüm bu firmalar ve daha fazlası bir araya gelerek DVD adı verilen biçimi duyurdu.

DVD, yüksek kalitede iki saate kadar videoyu, sekiz kanala kadar dijital ses dosyasını ve otuz iki adede kadar altyazı bilgisini depolayabilecek kapasitedeydi ve tüm bunları taşınabilir, kolayca döndürülebilir ve dayanıklı bir malzemeden üretilen bir materyal üzerinde sunabiliyordu. Çift katmanlı DVDler bu kapasiteyi iki katına çıkardı ve çift yüzlü DVDler ise bu kapasiteyi yeniden iki katına çıkararak tek bir DVD üzerinde depolanabilecek veri miktarını oldukça arttırmayı başardı.

Her ne kadar DVD çoğu zaman İngilizce'de Digital Video Disc ya da Digital Versatile Disc olarak da bilinen dijital video diskinin kısaltması olarak bilinse de DVD Forumu bünyesinde yer alan 250'den fazla şirketin yaptığı bir açıklamaya göre DVD aslında üç harften oluşan bir kelimedir. Yani DVD, DVD'den başka bir şey değildir.