1815 yılında Endonezya'daki Tambora yanardağı patladı ve bisikletin ve onun atası olan dresin adındaki aracın icadı ile sonuçlanacak olan bir dizi olayın gerçekleşmesine neden oldu. Patlama, o güne kadar kayıtlara geçmiş olan en büyük yanardağ patlamasıydı ve Dünya'nın atmosferine çok miktarda külün yerleşmesine neden oldu. Bunun sonucunda da hava sıcaklıkları düştü ve ekinler büyük miktarda zarar gördü.
Bundan üç yıl önce 1812 yılında görülen kötü hava koşullarının ardından yulaf fiyatları artmaya başlamıştı. Alman bir mucit olan Karl Drais (1785 - 1851) ise aç kalan atların yerini alabilecek bir araç üzerinde çalışıyordu ve çalışmalarının sonucunda, bir kölenin aracın arkasında oturarak pedallarını çevirdiği, önünde ise sahibinin oturduğu ve bir dümen yardımı ile araca yön verdiği dört tekerlekli bir araç geliştirdi. Bu araç ne yazık ki popüler olmadı ve bunun üzerine Drais, haritacılık araçlarına odaklanmaya başladı.
1815 yılındaki yanardağ patlamasının ardından ortaya çıkan daha da kötü hava koşulları, halihazırda yüksek olan yulaf fiyatlarının daha da yükselmesine neden oldu. At kullanmadan taşımacılık ve seyahat yapılabilmesine yönelik ihtiyaç daha da arttı ve Drais yeniden denemeye koyuldu. Dört tekerlekli bir araç yerine iki tekerlekli bir araç yapmaya yönelen Drais, eski aracındaki pedalları yeni aracında kullanmamaya karar verdi ve 1817 yılında Dresin'i (İngilizce'de draisine ya da draisienne olarak da bilinir) icat etti.
Aracın tasarımı basitti. Hafif bir ahşap iskelet üzerine oturan kişiyi, iskelete monte edilmiş olan iki tekerlek destekliyordu. Drezin'i süren kişi, saatte 19 kilometre hıza ulaşabiliyordu. Sürmesi, sürücüsü için pek de rahat olmayan bu araç, kısa süre içerisinde popüler oldu. Drezin'den esinlenilerek üretilen diğer bazı araçlar, daha ucuz üretilebilsinler diye fren mekanizması gibi bazı özellikleri içermediğinden daha tehlikeli araçlar ortaya çıktı. Yayalara tehlike arz ettiği için kaldırımlar üzerinde kullanılması yasaklandıktan sonra aracın popülerliğinde azalma gözlendi ancak, bu araç, bisikletlerin icadına giden yolda önemli bir adım olarak tarihteki yerini aldı.