Diş fırçası bir ağız temizliği aracı olup dişleri ve diş etlerini, sıkıca kümelenmiş kılların bir çubuğa bağlandığı ve ağızın ulaşması zor yerlerini temizlemek için kullanılan bir araçtır.
Genellikle fluorid içeren diş macunu ise, diş fırçalama işleminin etkisini arttırmak için genellikle diş macunu ile birlikte kullanılır. Diş fırçaları, farklı kıl sertliklerine, şekillerine ve biçimlerine sahiptir. Pek çok diş hekimi, "yumuşak" kıllı diş fırçalarının kullanılmasını önerir zira sert kıllı diş fırçaları, diş minesine ve diş etlerine zarar verebilir. Diş fırçalarından önce kullanılan misvak, ilk olarak Mısır ve Babil'de kullanılmaya başlanmıştır. Günümüz modern diş fırçalarından hemen önce kullanılmış olan kıllı diş fırçaları ise ilk kez Çin'de kullanılmaya başlanmıştır. Diş fırçalarının Avrupa'ya gelmesi, Doğu Asya'ya 17. yüzyılda seyahat etmiş olan tüccarlar ve gezginler sayesinde olmuştur. DuPont, 1930larda naylon diş fırçasını icat etmiştir.
Diş Fırçası Tarihi
Diş fırçasının kullanılmaya başlamasından çok daha önceleri, ağız sağlığına yönelik farklı araçlar kullanılıyordu ve bu durum, dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan kazılarla da kanıtlandı. Bu araçlar arasında misvak, ağaç dalı, kuş tüyleri, hayvan kemikleri ve kirpi iğneleri yer alıyordu.
Diş fırçasının atası misvaktır. Misvaklar genellikle ucu yıpratılmış dallardan ibarettir. Yıpratılmış uç, dişlerin fırçalanması için kullanılır. Ele geçirilen en erken misvak, M.Ö. 3500 yılına ait Babil'deki bir kalıntıda ele geçirilmiştir. Ayrıca M.Ö. 3000'e tarihlenen Mısırlı bir mezarda ve M.Ö. 1600'e tarihlenen Çin'e ait bazı kayıtlarda da diş fırçasından bahsedilir. Yunanlar ve Romalılar, kürdan benzeri ağaç dallarını kullanarak dişlerini temizlerken, Qin Hanedanı'na ait mezarlıklarda yapılan kazılarda da bu tip kürdan benzeri dallar ele geçirilmiştir. Misvaklar halen günümüzde Afrika kıtasında ve Birleşik Devletler'in güney kesiminde bulunan kırsal alanlarda kullanılmaya devam etmektedir. İslam Dünyası'nda misvak kullanımı, kutsal bir eylem olarak nitelendirilmekle birlikte, her namazdan önce günde beş kez kullanılması önerilir. Misvak, Müslüman toplumu tarafından M.S. 7. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlandı.
Modern diş fırçasına benzeyen ilk kıllı diş fırçası, Tang Hükümdarlığı (619-907) döneminde Çin'de kullanılmıştır. O dönemde kullanılan diş fırçalarında domuz kılı kullanılmaktaydı. Diş fırçası kılları Sibirya ve Kuzey Çin'de bulunan domuzlardan alınırdı zira o bölgelerin soğuk iklimi, daha sağlam kılların üretilebilmesini sağlıyordu. Ardından bu kıllar, bambu ya da kemikten yapılan saplara iliştirilerek bir diş fırçası haline getirilirdi. 1223 yılında Japon Zen ustası Dōgen Kigen, Shōbōgenzō üzerindeki kayıtlarında, Çinli monkların at kuyruğu kıllarının öküz kemiklerine iliştirilmesi ile oluşturulmuş diş fırçalarını kullanarak dişlerini temizlediğini belirtmiştir. Kıllı diş fırçası, bir süre sonra Çin'den Avrupa'ya seyahat eden gezginler tarafından yanlarında getirildi ve Avrupa Kıtası'nın diş fırçası ile tanışması da bu sayede mümkün hale geldi. M.S. 17. yüzyılda Avrupa'da da kullanılmaya başlayan diş fırçasının en erken kaydına, Anthony Wood'un 1690 yılında yazdığı otobiyografisinde, ahşaptan yapılma bir diş fırçasını J. Barret isimli birisinden aldığını bahsettiği yazısında rastlanır. Avrupalılar, Çinli tüccarların getirdiği ve domuz kıllarından yapılma diş fırçalarını çok sert buldular ve domuz kılından yerine at kılından yapılan ve görece daha yumuşak olan diş fırçalarını tercih ettiler. Yüksek miktarda üretilen ve at ya da öküz kılından yapılmış diş fırçaları, 20. yüzyılın ortalarına kadar Çin'e ithal edilmeye devam ettiler.
Avrupa'da İngiliz William Addis'in çok miktarda diş fırçasını 1780 yılında üreten ilk kişi olduğuna inanılır. 1770 yılında bir isyana sebebiyet verdiği için hapse girdi ve orada dişlerini temizlemek için kendine özgü bir yöntem geliştirdi. Addis'in yöntemi, bir bez parçasını kurum ve tuzdan oluşan bir karışıma batırıp bu karışımı dişlerine sürerek onları temizlemesinden ibaretti ancak bu yöntem pek verimli değildi ve geliştirilmesi gerekiyordu. Addis bir gün bir önceki gece yediği yemekten arta kalan küçük bir hayvan kemiğini aldı ve o kemik üzerinde küçük delikler açtı. Ardından gardiyanlarından birinden aldığı hayvan kıllarını, üzerinde delikler açtığı hayvan kemiğine işledi ve bu kılları yapıştırıcı kullanarak kemiğe yapıştırdı. Hapishaneden salıverilmesinin ardından bu yöntemle hazırladığı diş fırçalarını üretmek üzere kendi işini kurdu ve kısa sürede zengin oldu. 1808 yılında ölen Addis, şirketini en büyük oğlu William'a bıraktı ve bu şirket, 1996 yılına kadar aynı aile bireylerine ait olmayı sürdürdü. Wisdom Diş Fırçaları adı altında faaliyet gösteren şirket, Birleşik Krallık'ta her yıl 70 milyon adet diş fırçası üretmektedir. 1840 yılına kadar diş fırçaları, İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya'da üretiliyordu. Görece daha ucuz olan diş fırçalarında domuz kılı, daha pahalı olanlarında ise porsuk kılı kullanılıyordu.
Daha gelişmiş bir tasarıma sahip olan diş fırçaları ise, Sibirya yaban domuzu kıllarının işlendiği kemikleri kullanıyordı ancak diş fırçalarında hayvan kılı kullanımı, kılların bakterilerin üremesine elverişli bir ortam olmasının yanı sıra kısa sürede kurumadıkları için tercih edilmiyorlardı. Ayrıca hayvan kılları çok geçmeden dökülüyordu. Bazen kemiğin yerine fil dişi ya da ahşap da kullanılıyordu. Birleşik Devletler'de diş fırçalama alışkanlığı, Birinci Dünya Savaşı'na kadar pek yoktu. Savaş sırasında ABDli askerler, dişlerini her gün fırçalamak zorundaydılar.
1900lerde selüloid tutacağı olan diş fırçaları, kemikli diş fırçalarının yerini almaya başladı. Bunun yanı sıra yine o güne kadar kullanılmakta olan doğal hayvan kıllarının yerine naylon gibi sentetik fiber malzemeler, 1938 yılına kadar DuPont tarafından kullanıldı. Naylon tutacağı olan ilk diş fırçası ise 24 Şubat 1938'de satışa sunuldu. Broxodent markasına sahip dünyanın ilk elektrikli diş fırçası ise İsviçre'de 1954'te icat edildi. 21. yüzyılın başlangıcında ise naylon tutamaçlar yaygın olarak kullanılıyordu ve tutamaçlar, genel olarak termoplastik malzemelerin şekillendirilmesi ile oluşturuluyordu.
Günümüzün ileri gelen tıbbi destek malzemeleri üreten firması Johnson & Johnson, 1980lerin ortalarında Reach adını verdikleri diş fırçasını duyurdu. Bu düş fırçası, o güne kadar üretilen diş fırçalarından üç alanda farklılık gösteriyordu. İlk olarak diş fırçası, eğimli bir yüzeye sahipti ve bu sayede en arkadaki dişlere bile kolaylıkla ulaşabiliyordu. İkincisi, diş fırçasının kılları, birbirlerine çok daha yakın bir şekilde dokunmuştu ve bu sayede dişlerde çürümeye yol açan yemek artıklarının da temizlenmesi mümkün hale geldi. Son değişiklik ise fırçanın dış kenarlarındaki kılların, iç kesimindekilere oranla daha uzun ve yumuşak olmasıydı. Bu sayede diş araları da verimli bir şekilde temizlenebiliyordu. Reach markasına sahip diş fırçaları, fırçanın verimliliğini arttırmak için farklı bir tasarıma sahip olan ilk diş fırçasıydı. Kısa süre içerisine diğer diş fırçası üreticileri de benzer modelleri piyasaya sürmeye başladı. Her bir üretici, kendi ürettikleri diş fırçasının tasarımının, o güne kadar kullanılan standart diş fırçalarından çok daha iyi sonuç verdiğini iddia etti.
2003 yılında Lemelson-INT Buluşlar Dizini'nin yaptığı bir araştırmaya göre diş fırçası, Amerikalıların onsuz yapamadığı bir icat olarak seçildi.