Kısaca DAT olarak da bilinen dijital ses kaseti (digital auditape) tarihçesine bakmadan önce analog ses kaydı ile dijital ses kaydı arasındaki farka kısace bir göz atmak yerinde olur. 1980lere kadar çoğu ticari ses kaydı, analog ilkelere göre yapılmış, orijinal ses değiştirilerek bir başka ortamla uyumlu hale getirilmiş ancak bu ortamın fiziksel özellikleri orijinal ses kaynağı ile benzerlik göstermeye devam etmiştir. Buna alternatif olarak dijital kayıtlarda ise orijinal ses kaydı, "bit" adı verilen 1ler ve 0lar dizisine dönüştürülerek dijital hale getirilir.
Her ne kadar dijital kayıt ilkeleri 1930ların sonlarından beri bilinse de, ilk kullanılabilir ticari sistem 1975'e kadar geliştirilmedi. Dr. Thomas Stockham (1933 - 2004), tümüyle dijital ses kaydına odaklanan ilk şirket olan Soundstream, Inc. şirketini kurdu. Orijinal ses kaydı analog-dijital dönüştürücü (analog-digital-converter - ADC) üzerine aktarılarak bu ses, önce 16-bit sese dönüştürülür, ardından da 2.54 cm çağındaki Honeywell dijital ses kaseti üzerinde depolanırdı. Ses kaydını çalmak için ise, depolanan dijital veri, yine ADC üzerinden aktarılırdı. Bu sistem o dönemde en yükek ses kalitesini sunarken aynı zamanda analog kayıtların beraberinde getirdiği problemlerin hiç birini barındırmıyor ve analog donanımlarda sıklıkla görülen mekanik eksikliklerin de büyük oranda giderilmesini sağlıyordu.
Dijital ses kaseti ile rekabet halinde olan ve 3M, Sony ve JVC gibi firmalar tarafından üretilen dijital ses kasetleri kısa sürede piyasadaki yerini alsa da, Stockham'ın sistemi pazardaki hakim konumunu 1970lerin sonuna kadar sürdürmeyi başardı. 1980lerin başından itibaren Sony DASH ve Mitsubishi ProDigi biçimleri, kendilerinden önce gelen sistemleri kullanılmaz kıldı. Aynı zamanda Sony'nin DAT kaset biçimi, dijital stereo kayıt için bir standart halini aldı. Tüm bu kayıt biçimleri 1990ların başına kadar kullanılmaya devam etti ve o tarihten sonra sabit disk sürücüleri üzerinde kayıt yapılmaya başlanması ile birlikte yavaşça pazardan silindiler.