Daha çok 1950'lerden kalma egzersiz bisikletine benzemesine rağmen siklotron aslında günümüzün en güçlü parçacık hızlandırıcılarının dedesi konumundadır. Kimyayı ilk okuduktan sonra, Ernest Lawrence (1901-1958) fizik dalına geçiş yaptı ve 1925 yılında Yale Üniversitesi'nden doktorasını aldı. O zamanlarda maddenin doğasına bilimsel bir bakış açısı sunan araştırmalar ilginç sonuçlar vermeye başlamıştı. İngiltere'nin Cambridge şehrinde bulunan Ernest Rutherford, atom parçacıklarını, atomları bombalamak için birer mermi olarak kullanıyordu. 1919 yılına gelindiğinde, bir azot atomunun çekirdeğini bombalamayı ve ondan oksijen yaratarak bir helyum çekirdeğini absorbe etmeyi başarabildi. Okumaya devam et "Siklotron (İvme Makinesi)"
Kategori: Savaş ve Barış
II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında, balistik füzeler, misket bombaları ve Enigma makinesi gibi askeri buluşların arttığı görüldü. Aynı zamanda hayatın korunması daha da önem kazanmış ve penisilinin keşfi, savaş sırasında meydana gelen kayıplara karşı koymaya hizmet etmiştir. Bu arada, helikopterin ve sesten hızlı uçakların icadı uzak mesafeler arasındaki mesafeyi kısalttı ve 35 mm’lik kameralar, vinil kayıtları ve televizyon; bu zor zamanlarda yaşayanları bir nebze de olsa rahatlatmayı başarıyordu.
EEG (Elektroansefalografi)
Çoğu kez düşünceleri anlık olarak düşünüyoruz, fakat aslında beyindeki bazı kimyasal reaksiyonların ve elektriksel uyarıların hızıyla sınırlılardır. Bu fiziksel aktivitelerin düşünceye eşlik ettiği göz önüne alındığında, yeterince derinlemesine bakıldığında, beyin aktivitesinin görünen kısa süren doğasına rağmen elektriksel aktivitenin ölçülebilmesi gerekmektedir. Bu akımların kaydedilmesi işlemi - veya elektroansefalografi (EEG)- Hans Berger'in (1873 - 1941) çalışmalarına kadar bebek adımları ile ilerliyordu. Okumaya devam et "EEG (Elektroansefalografi)"
Kalp Pili
Kalp pili, yavaş veya düzensiz bir kalp atışını düzenleyen, ameliyatla implante edilen bir elektronik cihazdır. İlk yapay kalp pili, Avustralyalı bir anestezist Dr. Mark Lidwell tarafından keşfedildi ve alternatif bir akımla çalışan, hastanın üst kalp odası (ventrikül) içine bir iğne takılması gereken harici bir cihaz geliştirdi. 1928'de Lidwell, Sidney'deki Crown Caddesi Kadın Hastanesi'nde kalp krizi geçirerek doğan bir bebeği canlandırmak için bu cihazı kullandı. Lidwell, bu vakayı 1929'da Avustralya Medikal Topluluğunun Üçüncü Kongresi'ne bildirdi, ancak o dönemde insan hayatının yapay olarak uzatılmasına neden olan araştırmalara yönelik tartışmalar nedeniyle araştırma sonuçlarından derinlemesine bahsetmedi. Okumaya devam et "Kalp Pili"
Barometrik Altimetre (Basınç ve Yükeklik Ölçer)
Atmosfer basıncı ile deniz seviyesinden yükseklik arasındaki ilişki, 17. yüzyılın ortalarında Blaise Pascal ve Edmond Halley tarafından biliniyordu: biri, diğerini ölçmek için kullanılabilir. 1862 yılında James Glaisher, 11 kilometre yüksekliğindeki yüksek balon uçuşunda bir kadranlı barometreyi bir yükseklik aracı olarak kullandı ve bu, barometrik altimetre adı verilen cihazın 1928 yılında Paul Kolisman tarafından icadının yapılmasına önayak oldu. Okumaya devam et "Barometrik Altimetre (Basınç ve Yükeklik Ölçer)"
Ses Bandına Kayıt
On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Valdemar Poulsen telgrafonu mıknatıslanmış bir tel üzerinde ses kaydetme aracı olarak geliştirildi. Bununla birlikte, bu makinelerin ses kalitesi zayıftı ve telin kendisi genellikle makinenin içine yerleştirildiğinden ses kayıtlarını uzun süreliğine saklamak için pek kullanışlı değildi. 1928'de Alman mühendis Dr. Fritz Pfleumer (1881-1945) manyetik tozu ince bir kağıt şeridine başarıyla sabitlemeyi başardığında önemli bir gelişme meydana gelmiş oldu. Bu daha sonra manyetik tellerden daha etkin bir şekilde manyetik sinyalleri kaydetmeyi başarabilen bir yöntem halina gelmişti ve bu buluş, ses bandına kayıt tekniğinin önünü açtı. Okumaya devam et "Ses Bandına Kayıt"