Kazıcı Yükleyici (Beko Loder)

İngilizce'de backhoe loader (ya da JCB) olarak bilinen ve Türkçe'de kimilerince kazıcı yükleyici, kimilerince de beko loder olarak bilinen ilk kazıcı yükleyici, Joseph Cyril Bamford tarafından İngiltere'nin Staffordshire şehrinde 1953 yılında icat edildi. 1945 yılında sadece hurda metal, savaş zamanından kalma Jeep aksı ve ucuz bir kaynak kiti kullanan Bamford, bu sayede hidrolik olarak çalışan kasalı bir römork geliştirdi ve o zamanın parası ile 45 sterline (enflasyon etkisi de dahil edildiğinde günümüzde yaklaşık 12 bin lira) sattı. Damperli bir kamyon benzeri bir kasalı römork üretilmesi ile hidrolik güç kullanan yeni makinelerin tasarımına ve üretimine devam eden Bamford'ın satışları gün geçtikçe arttı. 1953 yılında ilk kazıcı yükleyici üretildiğinde şirket, mucidinin isminin baş harflerinden oluşan JCB logosunu bu araç üzerinde kullandı. Okumaya devam et "Kazıcı Yükleyici (Beko Loder)"

Sentetik Elmas

İnsan yapımı bir sentetik elmas fikri son derecede ilgi çekicidir. Bir tür simyacı işi gibi görünse de aslında yapay bir elmas üretmek mümkündür. Aslında iki tür sentetik elmas vardır. Taklit elmas (görünüşü ve yapısı itibarı ile elmasa benzeyen madde) ve sentetik (taşın kimyasal yapısının neredeyse elmas ile birebir aynı olduğu bir elmas). Okumaya devam et "Sentetik Elmas"

WD-40

Türkiye'de her nedense o kadar popüler olmasa da dünyanın geri kalanında bu inanılmaz ürünle karşılaşmamış insan sayısı azdır. Kimilerine göre savaş zamanlarından ve askeri teknolojilerden esinlenilerek geliştirilmiş olan WD-40'deki 40 rakamı, aslında bu su çözücü (water displacing) kimyasalın mucitlerinin bu ürünü mükemmelleştirmek için yaptıkları denemelerin sayısını yansıtmaktadır. Okumaya devam et "WD-40"

Uyarlanabilir Optik

Uzay bilimcileri pek çok ışık yılı uzaklığındaki yıldızlardan yansıyan ışıkları görebilmelerine rağmen Dünya'yı çevreleyen ince atmosfer tabakası onların bu işini oldukça zorlaştırmaktadır. Küçük miktarlardaki atmosfer tabakaları farklı ısıya sahiptir ve bu tabakalar sürekli hareket halindedir. Bu durum, ışığın da sürekli olarak yön değiştirmesine neden olur. Bu yön değişikliği, uzaydan alınan veri üzerinde bozulmalara yol açarak bu verilerin yorumlanmasını son derecede zor bir hale getirir. Gözlem evleri atmosferdeki kalınlığın etkilerini azaltmak ve bu sayede ışığın katetmesi gereken mesafeyi kısaltmak için genellikle yüksek dağların eteklerine inşa edilirler. Buna rağmen aşırı detaylı veri gerektiren projelerde en ince bir atmosfer tabakası bile problem yaratmak için yeterlidir. İşte bu probleme çözüm olarak uyarlanabilir optik adı verilen bir teknik icat edilmiştir. Okumaya devam et "Uyarlanabilir Optik"

Kalp – Akciğer Makinesi

Kalp - akciğer makinesi hakkında bilgi vermeden önce tarihte bu makinenin icadına ilham veren olaylardan birisinden bahsetmemiz yerinde olur. 1930 yılının Ekim ayında akciğer atardamarının tıkalı olması sebebiyle genç bir hasta nöbet geçiriyordu. O güne kadar bu hastalığına çare olacak bir ameliyat Amerika Birleşik Devletleri'nde başarıyla gerçekleştirilememişti. Almanya'da geliştirilen "Trendelenburg operasyonu" adı verilen bir yöntemin başarı ile sonuçlanma oranı %6 idi. On yedi saatten sonra hastanın ameliyat olmadan kurtulamayacağı anlaşıldığında hastaya bu yöntem uygulandı ancak hasta ne yazık ki kurtarılamadı. Okumaya devam et "Kalp – Akciğer Makinesi"