1797 yılında Pensilvanyalı bir sanatçı ve mucit olan Robert Fulton (1765-1815), Fransızlar için bir denizaltı inşa etmeyi teklif etti. O dönemde Fransızlar, İngilizler ile sert bir savaş içerisindeydiler. Fulton, bu inşa edeceği bu denizaltı ile Fransız limanlarını engelleyen İngiliz Kraliyet savaş gemilerini batırmayı hedefliyordu. Fransız hükümeti, bu savaş gemisini "onursuz bir savaş tarzı" olarak nitelendirdi ve Fulton'un bu fikrini kabul etmedi. Aldığı bu red cevabına rağmen yılmayan Fulton, makinesini inşa etmeye koyuldu ve 1799 yılında Napolyon'un Birinci Konsolos ilan etmesinin ardından proje için Fransızlardan finansal yardım almayı başardı.
Fulton'un "mekanik Notilus'u" 1800 yılında Rouen'de bulunan Seine Nehri'nden denize açıldı. Makinenin mucidi, makineyi "altı buçuk metre uzunluğunda ve iki metre genişliğinde... tümüyle ahşaptan inşa edildi." olarak tanımladı. Denizaltı, yüzeyde ilerleyebilmek için bir gemi direği ve yelken barındırıyordu. Denizaltı bünyesinde bulunan su tankları gerektiğinde su ile doldurularak, denizaltının su yüzeyinin altına inmesi sağlanıyordu. Bünyesinde bulunan sıkıştırılmış hava sayesinde denizaltında iki ila dört kişi, su altında dört saate kadar kalabiliyorlardı. Su altında bulunan denizaltı, el ile çalıştırılan pervaneler sayesinde ilerliyor, yatay ve dikey olarak yerleştirilmiş dümenler kullanılarak yönlendiriliyorlardı. Denizaltının içi, mum ışığı kullanılarak aydınlatılıyordu ve ekip, denizaltı su yüzeyinin biraz üzerine çıktığında camdan yapılma bir kümbet aracılığı ile dışarısını görebiliyordu. Tıpkı Bushnell'in 1775 yılında icat ettiği Kaplumbağa'sı gibi Notilus, su altı patlayıcıları kullanarak düşman gemilerine zarar verebiliyordu.
Seine Nehri'ndeki başarılı deneylerin ardından Notilus, 1801 yılının Temmuz ayında Brest bölgesinde bir gemiyi batırmayı başardı. Buna rağmen Fransızlar, Fulton'ın İngiliz gemilerine saldırmasını yasakladı ve Fulton'a verdikleri para yardımını geri çekti. Fulton bunun üzerine projesinden İngilizlere bahsetti ancak halihazırda dünyanın en güçlü deniz kuvvetlerine sahip olan İngiltere, devrimsel nitelikteki bu savaş gemisine ilgi göstermedi.