Cep telefonu, hizmet alanı dahilinde hareket halinde olan bir kişinin radyo frekansı üzerinden yapılan aramaları alabilmesini sağlayan bir telefondur. Radyo frekansı bağlantısı, cep telefonu operatörü ile anahtarlama sistemleri arasında kurulur ve bu sayede operatör, halka açık olan telefon ağına (PSTN) bağlanır. Günümüz cep telefonu hizmetleri, hücresel ağ mimarisini kullanırlar. Telefon etmenin yanı sıra cep telefonları, kısa mesaj, MMS, elektronik posta, İnternet erişimi, Bluetooth ve kızılötesi gibi kısa mesafe kablosuz bağlantı yöntemleri, kurumsal uygulamalar, oyunlar ve fotoğraf hizmetlerini destekleyebilir. Bu hizmetleri ve daha gelişmiş diğer hizmetleri bünyesinde barındıran cep telefonları, akıllı telefon olarak adlandırılır.
İlk cep telefonu, 1973 yılında Motorola'da görevli olan John F. Mitchell ve Martin Cooper tarafından duyuruldu. Bu telefonun ağırlığı aşağı yukarı 2 kilogram kadardı 1983 yılında DynaTAC 8000x piyasaya sürülen ilk cep telefonu oldu. 1983 yılından 2014 yılına kadar geçen sürede 7 milyar cep telefonu kullanıcısına ulaşarak dünya nüfusunun tamamı tarafından benimsendi. 2014 yılında en büyük cep telefonu üreticileri sırasıyla Samsung, Nokia, Apple ve LG oldu.
Cep telefonu tarihi
Taşınabilir radyo telefon servisi, radyo mühendisliğinin başladığı ilk zamanlarda planlandı. 1917 yılında Finlandiyalı mucit Eric Tigerstedt, çok ince karbon bir mikrofona sahip, katlanabilir cep telefonunun patentini aldı. 1948 yılında Robert Heinlein'in yazdığı bir bilim kurgu romanı olan Space Cadet, doğup büyüdüğü kent olan Iowa'dan Colorado'ya seyahat eden bir kişinin cebinde taşıdığı bir telefona yönelik babasından gelen bir aramayı aldığını belirtir. Hikâyedeki kahraman, Dünya yörüngesini terk etmeden önce telefonu evine göndermeye karar verir zira telefon sadece dünya yörüngesi içerisinde kısa mesafe aramaları yapabilecek kapasitededir. Bundan 10 yıl sonra Arthur C. Clarke tarafından yazılan bir makalede Clarke, herkesin taşıyabileceği kadar küçük bir iletişim aracından bahseder. Clarke bu makalesinde, "gelecekte dünya üzerindeki herhangi bir kişiyi sadece bir numara tuşlayarak arayabileceğiz" diye belirtmiştir. Clarke'ın öngörüsü ayrıca küresel konumlama sisteminden de (GPS) bahseder ve bu sayede kimse bir daha kaybolmayacaktır. 1962 yılında yayımladığı Geleceğin Profili adlı yazısında Clarke, bu tip bir aletin 1980li yılların ortalarında piyasaya sürülebileceğini öngörmüştür.
Cep telefonlarının ataları, gemilerden ve trenlerden aldığı analog radyo sinyallerini içeriyordu. II. Dünya Savaşı'ndan sonra endüstri, gerçekten taşınabilir bir cep telefonu üretme yarışına girdi ve pek çok ülke, bu yönelik çalışmalar üzerine odaklanmaya başladı.
Taşınabilir ilk telefon, Motorola tarafından 1973 yılında tanıtıldı. İlk ticarî otomatik hücresel şebeke, Nippon Telegraf ve Telefon şirketi tarafından 1979 yılında Japonya'da kuruldu. 1981 yılında ise Nordic Mobile Telephone (NMT) şirketi, benzer bir sistemi Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsveç'te eş zamanlı olarak kullanıma sundu. 1980lerin başında ve ortalarında diğer birkaç ülke de benzer sistemleri kullanmaya başladı. Bu birinci nesil (1G) sistemler, çok sayıda eş zamanlı aramaya izin vermesine rağmen halen analog teknolojiyi kullanıyorlardı.
1991 yılında (2G) dijital hücresel teknolojisi, Finlandiya'daki Radiolinja firması tarafından GSM standardı üzerinde kullanıma sunuldu ve bunun üzerine firmanın rakipleri, kısa süre içerisinde 2G'ye geçebilmek için birbirleri ile yarışmaya başladı zira 1G teknolojisi artık yeterli gelmiyordu.
Bundan on yıl sonra, 2001 yılında Japonya'da NTT DoCoMo şirketi tarafından (3G) teknolojisi WCDMA standardı üzerinde kullanıma sunuldu. Bunun ardından 3.5G, 3G+ ya da turbo 3G teknolojileri, yüksek hızlı paket erişimi (HSPA) ailesi bazında kullanıma sunularak, UMTS ağlarının daha hızlı veri transferine ve daha yüksek kapasiteye sahip olmalarını sağladı.
2009 yılında, İnternet üzerinden izlenen ya da dinlenen medya biçimlerine yönelik olan ilginin hızla artması sebebiyle 3G ağlarının bu talebi karşılamakta zorlanacağı kesinlik kazandı. Cep telefonu ve şebeke endüstrileri, hal-i hazırda kullanımda olan 3G teknolojisinden 10 kat daha hızlı veri aktarımına olanak sağlayacak olan 4G teknolojisine odaklanmaya başladı. 4G olarak duyurulan ilk teknoloji, Kuzey Amerika'da Sprint firması tarafından kullanılan WiMAX standardı ve İskandinav ülkelerinde TeliaSonera tarafından duyurulan LTE standardı oldu.
Halen üzerinde çalışmaları devam eden ve 4G teknolojisinden çok daha yüksek hızlara ulaşılabilmesini sağlayacak olan 5G teknolojisinin ise 2020 yılında yaygın olarak kullanılmaya başlanacağı öngörülüyor.
Kaynak: Wikipedia