Böbrek taşı kırma makinesi icat edildikten sonra dünya, böbrek taşı tedavisinde kullanılabilecek ve neredeyse hiç acısız bir yöntem ile tanışmış oldu. 1970li yıllarda uzay mekikleri ve şok dalgaları üzerinde yapılan araştırmalar, bu teknolojinin doğumuna önayak oldu.
Alman mühendis Claude Dornier tarafından kurulan Dornier araştırma merkezi, uzay mekikleri teknolojisi üzerine odaklanıyordu. Dornier bilim insanları, mekiklerin ses hızına yaklaştıkça meydana gelen karıncalanma efektine dikkat çektiler. Ekip, bu efektin, nem damlacıklarının ön yüzünde meydana gelen şok dalgaları sonucu ortaya çıktığını belirtti. 1974 yılında bu bulgu, Dornier mühendislerinin ve hastanelerin birlikte çalışmalarının başlangıcı oldu ve bu çalışmaların sonucunda vücut dışından şok dalgası ile taş kırma (extracorporeal shock wave lithotripsy - ESWL) yöntemi icat edilmiş oldu.
1980 yılında bu yeni teknoloji ilk kez bir hasta üzerinde Dornier HM1 böbrek taşı kırma makinesi aracılığı ile denendi. Böbrek taşlarının tedavisi, taşın yerinin X-ray ışını kullanılarak bulunması ile başlar. Ardından ESWL'nin yüksek frekansa sahip şok dalgaları, bu taşları kırarak toz haline getirir. Tüm bu işlem yaklaşık 40 dakika sürer. Makinenin kullandığı güç yavaşça arttırılarak hastanın bu hisse alışması sağlanır ve en yüksek güç seviyesi, hastanın acıya ne kadar dayanıklı olduğuna göre değişir. Hasta ardından böbreklerinde biriken tozu sidik yolu ile dışarı atar ve bu süreç yaklaşık üç hafta kadar sürer. ESWL işleminin ilk seferde başarılı olma oranı yaklaşık %95'tir.
Böbrek taşı kırma makinesi, idrar yolunda biriken tüm taşların kırılması için kullanılabilir. Şok dalgaları ayrıca topuk dikeni, tenisçi direği ve doku kireçlenmesi hastalıklarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Bu makine, doktorların hastalarına güvenli, verimli ve rahatsız etmeyen bir şekilde müdahale edebilmelerine olanak sağlar. İcadından günümüze bu teknolojiden milyonlarca insanın faydalandığına inanılmaktadır.