Güneş ışığı altında su ile meyvenin fermentasyon (mayalanma) işlemine tabi tutulması sonucunda alkollü bir içeceğin ortaya çıkmasını, tarih öncesi insanların M.Ö. 10.000 yılında bulduklarına inanılır. Taş Devri'ne ait bira sürahileri, Neolitik Dönem'e kadar uzanır. Alkollü içki depolamaya yarayan diğer sürahiler de Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'daki arkeolojik kazılar sonucunda bulunmuştur.
Alkollü içki, pek çok kültürün ayrılmaz bir parçasıdır. Yemeklerde, kutlamalarda ve dini seramonilerde kullanılan alkollü içkiler, içen kişiye iyi bir his vermesinin yanısıra bir depresan olarak da kullanılmıştır.
Bir süre sonra alkollü içki tüketimi, zengin kesim için bir statü simgesi haline geldi. Orta Çağ'da, bazı karışımların çözülebilmesi, alkollü içki üretiminin önünü açtı. Alkol ayrıca suyun kirli olduğu dönemlerde de su yerine kullanıldı. 1700lerde evde üretilen alkollü içkilerin yerini ticari olarak üretilen şarap ve bira aldı. Bu içkiler, Avrupa ülkelerinin ekonomisinin önemli birer parçası haline geldi.
Bilinen ilk alkollü içki biradır ancak biranın yanısıra diğer pek çok alkollü içki de zaman içerisinde üretilmiştir. Çinlilerin 4.000 yıl önce sarı şarap ürettiğine inanılır. Avrupa'da manastırlar en kaliteli üzüm bağlarının kontrolünü ellerinde tuttular. Fransız keşişler, Fransa'nın Champagne (şampanya) bölgesinden adını alan köpüren şarabı ürettiler. Brandy'nin ise Hollandalı bir tüccarın şarabın taşınması sırasında yerden kazanmak için şarabın kaynatılarak suyunun ayrıştırılması işlemi sırasında kazara bulunduğuna inanılır (Flemenkçe'de Brandy kelimesinin kökeni olan Brandejwin, "yanık şarap" anlamına gelir).
Alkol tüketimine yönelik tutum, zaman içerisinde değişiklik göstermiştir. Bazı ülkeler, alkol tüketiminin yapıldığı işletlemelerin çalışma saatlerine sınırlama getirirken, Amerika Birleşik Devletleri'nin 1920 ile 1923 yılları arasında yaptığı veya Suudi Arabistan'ın günümüzde halen uygulamaya devam ettiği gibi alkol tüketimini tümden yasaklamayı tercih eden ülkeler de bulunmaktadır.