Bir uçak kaza yaparsa, yolcuların uçaktan çıkabilmesi için bir çıkış stratejisi olmalıdır. Aslında, havacılık otoritesi kuralları, tümüyle karanlık bir ortamda ve uçağın çıkışlarının yarısının engellenmiş olduğu durumlarda doksan saniye içinde uçağı tamamen boşaltmanın mümkün olması gerektiğini belirtiyor. İşte bu sebeple şişme kaçış kaydırağı, bu yönergenin yerine getirilebilmesinde en önemli rolü oynuyor.
1965 yılında Qantas Havayolları'nda Emniyet Müfettişi olarak çalışan Jack Grant, denize düşen bir çarpışma olayında cankurtaran salı olarak kullanılabilen, ikiye katlanabilen bir şişme kaçış kaydırağı icat etti. Bu icadın tasarımları Sydney, Avustralya'da büyük bir başarı ile denendi ve test edildi. 1960'lı yıllarda havacılık otoriteleri, hava koşullarına dayanıklı kaydırakların yalnızca yirmi beş saniyede tam olarak konuşlandırılmaları durumunda yararlı olacağını önerdi. Kaydırak, havacılık otoritelerinin bu gereksinimleri karşılamakla kalmadı, aynı zamanda hafif ve kompakt yapısı sebebiyle uçak kapısının içine veya acil çıkış penceresinin altına sığabiliyordu.
Acil bir durumda, şişme kaçış kaydırağı serbest bırakmak için kaydırak mekanizması etkinleştirilir ve daha sonra şişirilmeye başlar. Şişirilmesi esnasında başlangıçta sıkıştırılmış karbon dioksit ve azot gazı silindirinden hava çeker. Silindir, sürgüyü şişirmek için gereken hacmin yaklaşık üçte birini sağlar ve daha sonra, tam olarak şişebilmek için aspiratörlerle yönlendirilen ortam havasını emer.