Günümüzde bilgisayarlar, küçük çocuklara nasıl toplama ve çıkarma işlemlerini yapacaklarını, hükümet çalışanları bir yabancı dili nasıl konuşabileceklerini ve hatta tıp öğrencilerine bir insan vücudunu nasıl parçalayabilirlerini öğretebilirler. Bilgisayarı eğitim aracı ya da e-eğitim olarak kullanma fikri günümüzde bile yenilikçi bir fikir olarak görülse bile aslında bilgisayar destekli eğitim fikri, en azından kavramsal olarak uzun bir süredir varlığını sürdürmektedir. 1950'lerin sonuna gelindiğinde, bilgisayarlar, IBM ve Illinois Üniversitesi gibi kurumlar tarafından eğitim amaçlı kullanılıyorlardı.
1960'da Donald Bitzer mezun olmasına rağmen okur yazar olmayan öğrencilerin sayısı konusunda endişeleniyordu. Bir profesör bir gün ders sırasında bilgisayar destekli öğretim ve eğitimde bilgisayarların kullanımı ile ilgili basit bir soru sorduğunda, Bitzer bu soruya cevap aramaya koyuldu. Bitzer, bilgisayarlar üzerinde kullanılmak için grafikleri ve dokunmaya duyarlı ekran kullanan ilk öğrenme sistemlerinden birini tasarladı. Kısaca "PLATO" (Programmed Logic for Automatic Teaching Operation) adı verilen ve Türkçe'ye Otomatik Öğretim Çalışması için Programlanmış Mantık" olarak çevirebileceğimiz bu sistem, eğitim, öğretim, oyunlar ve sosyal ağların geliştirilmesi için idealdi. TUTOR olarak bilinen bir programlama dili de PLATO ile birlikte geliyordu ve bu sayede birden fazla kullanıcıya eğitim verilmesi mümkün hale geldi. Bilgisayar destekli öğretim yetmiyormuş gibi, Bitzer 1971'de plazma ekran görüntü panelini de icat etti ve 2002 yılında teknik başarı için Emmy Ödülüne layık görüldü.