1969 yılında araştırmacı bilim insanı ve aynı zamanda bir tıp doktoru olan Dr. Sidney Pestka, interferon adı verilen bir protein üzerinde araştırma yapmaya başladı. Interferon, insanların bağışıklık sisteminin virüslere, bakterilere, alerjenlere ve hatta kansere verdiği tepki sırasında ortaya çıkan bir proteindir. Pestka bu proteinin bu tip hastalıklarda oynadığı rolü anlamaya ve bu sayede, belki de interferon klonlama yöntemi ile virüs önleyici bir ilaç oluşturmayı planladı.
Interferon çok az bulunan bir proteindir. Hatta o kadar az bulunur ki bağışıklık sisteminin bu proteine büyük bir tepki verebilmesi için çok küçük bir miktar yeterlidir. Bu sebeple interferon üzerinde deney yapılabilmesini mümkün kılacak kadar bir miktarın toplanması kolay değildir. Pestka, çalışmalarının sonucunda geliştirdiği ters fazlı yüksek performanslı sıvı kromatografi (reverse phase high-performance liquid chromatography) yöntemi sayesinde yüksek miktardaki interferonun saflaştırılması ve bu sayede onun nasıl işlediği hakkında bilgi sahibi olmayı mümkün kılmıştır. Pestka, bu sayede insanlarda bulunan hücrelerin bir saldırıya uğradığında gizlediği interferonun iki şekilde çalıştığını öğrendi. Interferon, önce yakınındaki hücrelere bir mesaj göndererek onların savunma mekanizmalarını etkinleştiriyor, daha sonra da bağışıklık hücrelerini çalıştırarak saldırı halindeki hastalık mikroplarını etkisiz hale getiriyor.
1975 yılında Pestka, o zamanlarda daha henüz kullanılmaya başlayan rekombinant DNA teknolojisini kullanarak interferon klonlama yöntemini uyguladı ve 1980lerin başlarına gelindiğinde bağışıklık sisteminin tepkilerini arttırmak için klinik deneylerde kullanılmaya başlandı. Pestka, 1983 yılında bu alandaki çalışmalarının sonuçlarını yayımladı ve 1986 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu, Pestka'nın ilacını onayladı. Pestka'nın bu alandaki öncü buluşu milyarlarca dolarlık bir endüstrinin de oluşmasını sağladı.